Birinci Dünya Savaşı'nın ön saflarında binlerce hayat kurtaran hemşirelere (askerler tarafından "Rose of No-Man's Land” olarak anılır) bir saygı duruşu niteliğindedir. Özveri ve şefkatle işlerini yapan bu hemşirelere bir atıftır. Onlar her savaş hukukunda bulunan beyaz bölgenin gülleridir. 
Rose Of No Man's Land’i en kısa tabirle soğuk ve parlak gül parfümü olarak tanımlayabiliriz.
Üstünde çiğ taneleri bulunan, canlandırıcı, doğal ve hafif şekerli bir gül ile açılış yapıyor. Gülü canlı tutan ve solmasını engelleyen narenciyelerin vermiş olduğu soğuk nemli hissiyatı ile karanlığı aydınlatan bir ışık gibi parlamaya başlıyor Rose Of No Man's Land. Parfüme renk katan, ahenk vererek teenage parfümü olmaktan biraz daha uzaklaştıran, reçel tadında kullanılan böğürtlen ile daha olgun ve dişi bir tabana yerleşiyor. Dip notalarda parfümü buz gibi hissiyattan biraz daha sıcak bir ortama sokan amber ve baharatlar ile nefis bir kapanışa imza atıyor. Aynı o savaşta büyük özveri ile çalışan hemşireler gibi... Buz gibi savaş ortamında işini soğukkanlılıkla yapıp sizden başka etrafta kimsesi olmayan yaralı askerlere bir anne şefkati ile yaklaşmak gibi… Bir tarafı serinkanlı diğer yanı sıcacık saf bir sevgi…